Hamilelikte Beslenme Nasıl Olmalı?
Beslenme hamilelik döneminde hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı açısından hiç şüphesiz en önemli konulardan biri olacak. Çünkü 9 ay, hatta öncesindeki hazırlık ve doğum sonrasıdaki emzirme dönemlerini de katarsak birkaç yıl boyunca sürecek özel bir beslenme programı takip etmeniz gerekecek. Bu süreci en keyifli şekilde yaşamak için ihtiyacınız olan tek şey doğru bilgi, dikkat ve biraz da sabır.
Okumaya Devam...Üç hamileliğimde neler yedim, ne kadar kilo aldım?
Herhalde hamileliklerim boyunca bana en çok sorulan sorulardan biri ne kadar kilo aldığım ve doğumdan sonra ne kadar sürede kilo verdiğim oldu. İnsan vücudunun tüm hayatı boyunca yaşayabileceği kadar büyük bir değişimi 9 aya sığdıran anne adayının bedenindeki bu inanılmaz değişim bence hiç hak etmediği bir şekilde ‘kilo mevzusunun’ gölgesinde kalıyor. Düşünün, içinizde bir canlı gözle görülemeyecek bir zerreden yavaş yavaş büyüyor ve bir bebeğe dönüşüyor. Bedeniniz hem duygusal hem de fiziksel olarak bu inanılmaz dönüşüme tam da olması gerektiği hızda adapte oluyor.
Okumaya Devam...Doğum sonrası nasıl kilo verdim? Sütü arttıran emzirme menüsü
Hamilelik bitti, sağlıkla bebeğinizi kucağınıza aldınız ve şimdi onunla geçireceğiniz harika bir hayata başlangıç yapıyorsunuz. Yepyeni bir kadın ile tanışmaya hazır olun. İçinizdeki sevgi dolu anne bebeğinizle beraber büyüyecek, olgunlaşacak ve siz onun bu inanılmaz değişimini hayranlıkla izleyeceksiniz! Kaygılı ve hüzünlü lohusalık dönemecini de atlattınız mı sonrası çok daha kolay olacak.
Okumaya Devam...Ben Değil, Düşüncelerim Hatalı
Korona nedeniyle mevcut düşünce yapımızın, atıflarımızın ve bize getirdiği duygusal yükün giderek ağırlaştığı bir süreçten geçiyoruz. Ortaya çıkan bir davranışın veya duygunun öncesinde, onu yaratan önemli bir güç var: DÜŞÜNCELERİMİZ! Bir olaya karşı sergilediğimiz davranışın arkasında, o alayın bizdeki anlamı yatıyor. Bakış açısı denilen şey, geçmiş travmalarla, çocukluk yaşantılarıyla, aile tutumlarıyla, benlik saygısıyla, öz şefkat bileşenleriyle ve değersizlik inançlarımızla yakından ilgilidir ve bu çerçevede şekillendiği bilinmektedir. İnsanlar kendi benlikleri, gelecekleri ve dünya algılarında bazı bilişsel hatalar yaparlar ve hatalara uygun davranışlar sergilerler. Aynı olayı yaşayan iki kişinin farklı tepkilerle karşılaması ve farklı duygularla olayı anlamlandırması bu düşünce çarpıtmalarından kaynaklanmaktadır.
Okumaya Devam...Major Depresyon
Günlük hayatımızda depresyon kelimesini ne kadar çok kullanıyoruz, farkında mısınız? Duygusal olarak çıkmazda hissettiğimizde, engellendiğimizde, terk edildiğimizde, işimizi, evimizi, şehrimizi değiştirdiğimizde depresyona girdim diyoruz. Günlük hayatın adeta bir parçası olan bu kelimenin anlamını gerçekten biliyor muyuz? Peki gerçekten depresyonu yaşayan insanları anlayabiliyor ve onların ihtiyaç duyduklarını verebiliyor muyuz? Günlük hayatta zorlandığımız ve bizi üzen olaylara karşı verdiğimiz depresif tepkiyi, depresyonla karıştırmamak lazım. Klinik anlamda depresyon adıyla tanımlanan tablo, farklı özelliklerine göre ayrı tedavi planlaması gerektiren, önemli bir duygudurum bozuklukluğudur. Yani birden çok alt gruptan oluşan bir bozukluktan bahsediyoruz. Uzmanlar tarafından bile ayırt etmekte kısmen zorluk yaratan o ince çizgileri anlamak oldukça emek istiyor. O yüzden gereksiz tanılarla yormayacağım sizleri.
Okumaya Devam...