Yeni Nesil Zehir: TV, Tablet, Telefon!
Zaman değişti.Yeni nesil artık teknoloji ile beraber doğup, gelişiyor. Her yerde hızlı ulaşılabilir sanal resimler, uyaranlar var onlara sunulan. TV, akıllı tabletler, sanal oyunlar, sosyal medya mecraları, cep telefonları.. Her köşede, her elde görmek ve ulaşmak mümkün. Peki çocukları bunlardan ne kadar uzak tutmalıyız? Ya da daha doğrusu ne kadarından koruyabiliriz?
Okumaya Devam...Çocuklar Tv Karşısında Öğrenmiyorlar, Uyuşuyorlar!
Günümüzün sunduğu dijital kareler, tv programları aynı anda çok canlı ve hızlı görsellerle, işitsel uyaranlarla çocukların beynine hücum ediyor ve her yanı kuşatıyorlar adeta. Ancak gerçek dünya uyaranları ile benzerlikleri yok denecek kadar az. Çocuklar tv karşısında öğrenmiyorlar, uyuşuyorlar!
Okumaya Devam...Şeb-i Arus: Kavuşma
Ölümü bir kavuşma olarak görüyordu Mevlana. Sevgiliye, yani Allah’a kavuşma günü. Cenaze değil de düğündü onun için ölüm. Bu nedenle öldüğü gün Mevlevilik’te düğün gecesi olarak kabul edilir. “Şeb” Farsça gece demektir. Arus ise düğün. Şeb-i Arus yani “düğün gecesi” her yıl Aralık’ın 17’sinde hayata gözlerini yumduğu kadim şehir Konya’da törenlerle kutlanır. Mevlana’nın mirası düşünceleri, eserleri ve en önemlisi de ölümünden yüzyıllar sonra hala dünyanın her yerinden milyonlarca insanın kalbinde yaşayan AŞK’tır.
Okumaya Devam...Mevlana'yı Anlamak
Mevlana'nın asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerden. “Efendimiz” anlamına gelen Mevlana ismi Konya'da ders okutmaya basladığı tarihlerde konulmuş. Bu ismi ilk Sems-i Tebrizi ve o dönemde Mevlana'yı sevenler kullanmış, sonrasında adı yerine kullanılan br sembole dönüşmüş. Rumi ise Anadolu demek. Geçmişte Konya Diyar-i Rumi yani Anadolu ülkesinin vilayeti olarak anılıyordu. Ömrünün büyük bir kısmını burada geçiren türbesi hala burada olan Mevlana’nın Rumi olarak çağırılması da buradan gelmekte.
Okumaya Devam...Sema Ayini: Sevgiliye Yolculuk
Sema Hz. Mevlana (1207-1273) ilhamıyla yaratılmış ve geliştirilmiş dünyanın en mistik dansı olarak bilinir. Mevlana’ya da Şems-i Tebrizi öğretmiştir. Aslında daha derin bakıldığında Mevlevi dervişlerinin zikir ayinidir. Ney gibi çalgıları eşliğinde, kollarını iki yana açıp, sağ avucunu gökyüzüne, sol avucunu yeryüzüne döndürerek Hakk’tan alıp halka dağıtarak yaptıkları ayin olarak özetlenebilir. Burada musiki meditasyona yardımcı olan bir enstrümandır. Görünen ve görünmeyen yönleri vardır semanın. Öncesinde Mesnevi okunur, sonra namaz kılınır ve zikir yapılır. Sema’nın tüm aşamalarını ve anlamlarını yazmayı özellikle çok istedim. Çünkü zaman zaman turistik bir gösteri gibi algılanan Sema aslında çok derin manalar içeren, asırlardır yaşayan bir ayindir. Ve onu ancak Sema edenler bilir. Bize de anlatmak ve elçilik etmek düşüyor. Bir gün bu özel gösteriyi izlerken size küçücük de olsa bir katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana.
Okumaya Devam...