Korkunun Panzehiridir Şefkat!
İnsanı en çok korkutan şey belirsizliktir. Hayatın akışına tutunmayı kimi zaman sekteye uğratan belirsizlikler her an her durumda yolumuza çıkabilir ve öngörülemez oluşları nedeniyle bizi gafil avlarlar. İnsanlığın bugüne kadar mücadele ettiği en büyük belirsizlik ise ölüm anı. Kendimizi ve sevdiklerimizi ölüm senaryosunun içinde düşünmek bile bizi korku, kaygı ve mutsuzluk hislerine boğabilir. insanların ölüm korkusunu (tanatofobi) kendilerinden daha çok sevdikleri insanları kaybetmek ve sonrasında yaşayacakları çaresizlik hissinden korkmak olarak ifade ettiklerini gösteren araştırmalar bulunuyor. Ölüm sonrası gelecek olan yalnızlık ve geleceğe yönelik umutsuzluktan zihnen kaçınmak istiyoruz çünkü sevgi ile kayıp birlikteliği iç dengemizi bozuyor. Peki hayat ne kadar kaçınılabilir durumlarla sınıyor bizi?
Okumaya Devam...Filipinler Gezisi Nasıl Planlanır?
"Yeryüzündeki cennet.. Bir yeri anlatmaya başlamadan önce gözlerimi kapatım o gezideki anlarımı düşünürüm. Aklımda kalan kokuları, tatları, renkleri, insanları ve sonrada anıları hatırlarım. Filipinler’i düşününce engin bir mavilik geliyor gözümün önüne. Turkuazın binbir türlü hali. Yemyeşil tropikal ormanlara karışan çiçeklerin kokusu. Uzak doğunun insanına özgü o gülümseme. Eşsiz güzellikteki lagünler, deniz yıldızlarının boncuk gibi süslediği berrak denizler, palmiye ağaçlarının gölgesinde kilometrelerce uzanan kumsallar, rengarenk tropikal meyveler, kelebekler, ağustos böcekleri, yerden yüzlerce metre yüksekte ipin üzerinde yaşadığımız zipline maceraları ve tüm bunları ailecek yaşamanın verdiği mutluluk!"
Okumaya Devam...Kendini Affet!
Kendini affetmek! Ne kadar zor gelse de insana, affetmeli kendini! Çünkü hayat affetmek ve yola devam etmek üzerine sınıyor bizi. Önce şu soruları bir soralım kendimize ; etrafımdaki insanlara karşı ne kadar şefkatli, ne kadar toleranslıyım? Onların acılarını veya eksikliklerini gördüğüm zaman nasıl tepki veriyorum? Peki birileri bana hislerini anlattığında ne kadar dikkatle dinliyorum ya da paylaşılan hislerin ne kadarını reddediyorum? Her hangi biri hata yaptığında, acı çektiğinde bu durumu anlayışla karşılıyoruz. O kişinin kendisini iyi hissetmesi için çaba harcıyor, gerektiğinde göz yaşlarını akıtmasına, pişmanlıklarını bizimle paylaşmasına izin veriyoruz. Motive etmeye, herşeyin iyi olacağına inanması için onu dinliyor ve onunla konuşuyoruz. Peki içimiz bize hata yaptığını söylediğinde ne oluyor?
Okumaya Devam...Nasıl Hayır Diyeceğim?
Anne ve babaların çocuklarına sınır koyması gerektiğinden bugün anne baba olmak yazısında bahsetmiştik. Peki bu sınır sadece ‘ hayır ‘ diyerek mi oluşur? Ailelerden en sık gelen soru şu; Onlara nasıl hayır diyeceğiz? Çocuklara bir şeyi yapamayacağını söylemek için ‘hayır’ demenize gerek yoktur. Aslında burada izin verme mekanizmasını bozan, sınırları ortadan kaldıran şey, ailelerin izin verecekleri şeylere de hayır demeleri. Yani gerçek anlamını öldürüyoruz bu kavramın!
Okumaya Devam...Alsace-Lorraine Gezisi: Büyüklere Masallar
Çocukluğun en güzel anılarından biridir masallar. Hayal ülkelerin çiçek kaplı tepelerinde, içinde mutlu insanların yaşadığı küçücük rengarenk evler vardır. Tarların arasından ufuk çizgisine doğru akan bir nehir. Kocaman kocaman ağaçların üzerinde parıldayan sapsarı bir güneş. Ceplerinde şekerleme taşıyan pembe yanaklı çocuklar. Şatoları, kahramanları ve hep mutlu biten sonlarıyla unutulmayan masallar. Alsace gezisi yıllar sonra beni çocukluğumun bu renkli hayal dünyasına taşıdı. İçinden mutluluk fışkıran bir masala misafir oldum.
Okumaya Devam...