Thassos Adası Gezi Rehberi
Yunan adalarının en güzelleriden biri Taşöz adası olarak da bilinen Thassos adasıdır. Sahile kadar uzanan çam ağaçlarıyla kaplı yemyeşil doğasıyla diğer Yunan adalarından farklılaşıyor. Çok sayıda plajının olması ve kara yoluyla Türkiye’den ulaşılabiliyor olması bu adayı ayrıcalıklı yapan diğer önemli nedenlerden. İster hafta sonu ister daha uzun. Bu komşu Yunan adasında keşfedilmeyi bekleyen çok şey var.
Yunanistan’a arabayla gitmek
Biz İstanbul’dan kendi arcımızla seyahat ettik. Bildiğim kadarıyla otobüsle de ulaşım imkanı var. Molalarla beraber 7 saatte şehir merkezindeki otelimize vardık. İlk önce İpsala sınır kapısından geçiyorsunuz. Belgelerinizi gösterdikten sonra bir kilometre ilerideki Yunanistan sınır kapısına varıyorsunuz. Sınır kapılarında uzun kuyruklar oluşabildiğini duymuştuk fakat biz hiç sıra beklemeden geçtik.
Kendi aracınızla seyahat ederken yanınıza almanız gereken belgeler var. Bu evrakları Türkiye’den ya da sınır kapısından temin edebilirsiniz. Madde madde yazıyorum:
☆ Eğer ehliyetinizi 2016 yılından sonra çipli ehliyetlerle yenilemediyseniz uluslararası ehliyet almanız gerekiyor. Yenilenmiş Türk ehliyetleri ile artık Avrupa’nın her yerinde araç kullanabilirsiniz.
☆ Greencard olarak geçen uluslararası seyahat sigortanızı yaptırmanız gerekiyor. Bu sigorta kaza durumunda karşı tarafın masraflarını karşılıyor ve zorunlu. Eğer kendi aracınızı da sigortalatmak istiyorsanız ayrıca bir sigorta yaptırmalısınız. Greencard’ı sınır kapısından ya da Turing merkezlerinden satın alabilirisiniz. Kredi kartıyla ödenebiliyor. Fiyatları kalış sürenize göre artıyor ve en kısa 15 günlük (63 Euro) alınabiliyor. Eğer bu sigortayı yaptırmayı unutursanız Yunanistan sınırında 3 katı bir fiyat ödemek durumunda kalırsınız.
☆ Bir diğer önemli konu da araç ruhsatlarıyla ilgili. Eğer aracın ruhsat sahibi arabada değilse ya da aracınız şirket adınaysa bir vekaletname istiyorlar.
☆ Son olarak pasaportunuzda eğer KKTC giriş damgası varsa Yunanistan’a o pasaportla giriş yapamazsınız. Kuzey Kıbrıs’a nüfuz cüzdanı ile girilebiliyor fakat bir nedenden dolayı pasaportunuzu kullandıysanız Yunanistan sizi sınır kapısından geri çevirebilir. Aklınızda bulunsun.
☆ Sınır kapısından çıktıktan sonra Keramoti’den her yarım saatte bir kalkan feribotlarla Thassos’a geçiliyor. İnternetten bilet satışı yok, gittiğinizde feribot girişindeki bilet ofisinden alabiliyorsunuz. Sıra bekleme ya da yer bulma durumu yaşamadan kolayca binebildik. Feribot ücreti araç başına 20 euro, aracın içindeki her bir kişi için ekstra 5 euro.
Kapılardan geçtik, feribot biletimizi aldık ve yaklaşık 45 dakika boyunca mavilikte süzülen onlarca martıyla beraber Thassos’a vardık. Huzur dolu ada tatilimiz işte böyle başladı.♡
Mavi yeşil bir ada hikayesi
Thassos’un şehir merkezi olarak da bilinen Limenas bölgesinde feribot iskelesine 5 dakika uzaklıktaki otelimize giriş yaptık. Tasarım ve sanat ilham alınarak dekore edilmiş A for Art Otel’in genel olarak hizmetinden memnun kaldık. Kahvaltısı da ve bahçesi de gayet keyifliydi.
3 günlük gezi boyunca adadaki farklı farklı plajları keşfetmek istediğimiz için deniz kenarı bir otel tercih etmedik. Thassos’da gezilecek yerler de, plajlar da adanın etrafına dağılmış durumda. O yüzden araçınızla gelmediyseniz bile Atv ya da araba kiralayın derim.
Thassos Plajları
Otele yerleştikten sonra hemen adanın plajlarını keşfe çıktık. Limenas’a en yakın plajlardan biri olan La Scala Beach’e gidip kendimizi denize attık. Diğer plajlar arasında dekorasyonu ve ambiyansından dolayı en beğendiğim burası oldu. Bembeyaz ahşap tasarımı, rahat şezlongları ve keyifli restaurantıyla mutlaka gidilmesi gerek plajlardan biri. Şezlong ücreti ödemiyorsunuz ama minimum 10 euroluk bir harcama yapmanız gerekiyor. Eğer saat 4’den sonra giderseniz fiyat 4 euro oluyor. Kendimizi denize atıp serinledikten sonra güneşi burada Yunanlıların meşhur Frappesini içerek batırdık.
Akşam Limenas’ın hareketli sokaklarını keşfe çıktık. O kadar çok Türk var ki kendinizi Türkiye’de gibi hissediyorsunuz. Mağaza ve restaurant çalışanları da artık biraz Türkçe konuşur olmuş.
Sahil boyunca yürüyerek en uçtaki Karnagio Beach Cafe Bar’a kadar geldik. Kumların üzerinde minderlerde oturarak birşeyler içebileceğiniz, güzel müzik çalan çok keyifli bir mekan. Kokteyleri de meşhurmuş. Benim favorilerimden oldu.
Yol boyunca yan yana dizili çok sayıda restaurant göreceksiniz. Menü genellikle Yunan ve balık ağırlıklı. Bizim mutfağımıza çok benzediği için kendinizi Ege ya da Akdeniz’de gibi hissedebilirisiniz. Burada özellikle çıtır kabak-patlıcan, musakka, ahtapotu çok güzel yapıyorlar.
Yunan adalarının birçoğunu gezmiş biri olarak sanırım en keyif aldığım tarafı bize olan bu benzerlikleri. Santorini ve Mykonos yazımlarımda detaylı olarak Yunan mutfağına yer vermiştim. Okumak için üzerlerini tıklamanız yeterli.
Sabah bahçede uzun ve dinlendirici bir kahvaltının ardından adanın doğusundan başlayarak plajları keşfe çıktık. İlk durağımız bembeyaz kumlarıyla ünlü Marble Beach (Saliara Beach) oldu. Makryammos Oteli’nin hemen önünden sağa giden yol ile ulaşılan bölge polis arabasıyla kapatılmıştı. Polis yangın ihtimalinden dolayı iki gündür bölgenin boşaltıldığını ve ertesi gün sabah tekrar gelip şansımızı denememizi söyledi. Bu nedenle Marble Beach’in hemen ilerisindeki Porto Vathy Beach’de kapalıydı. Gelen her aracın aynı durumla karşı karşıya kalmasından dolayı herkes soluğu Makryammos Beach’de almış. Burası da tercih edebileceğiniz bir başka plaj olabilir. Hem denizi güzel hem de çok geniş bir alana yayıldığından dolayı kalabalık insanı rahatsız etmiyor. Giriş ücreti 10 euro. Otelin havuzunu da kullanabiliyorsunuz.
Güneye doğru devam edip bir başka ünlü plaj olan Golden Beach’ e gittik. Havanın rüzgarlı olmasından dolayı deniz çok dalgalıydı ama aynı zamanda bunaltmadığı için de çok keyifliydi. Upuzun bir kumsalı var. Yanyana farklı işetmelerden şezlong kiralıyorsunuz. Drone ile çektiğimiz fotoğraf ve videolardan nasıl bir yer olduğuna dair fikir edinebilirsiniz.
Golden Beach’den ayrılıp bir başka uzun kumsal olan Paradise Beach’e geçtik. Otoparka iniş yolu hem toprak hem dar. O yüzden yola parkedip yürümenizi tavsiye ederim. Özellikle Temmuz-Ağustos aylarında tüm plajlar çok kalabalık oluyor. Sabah erken saatlerde gitmekte fayda var. Paradise Beach’de diğer bir çok plaj gibi tam çocuklara göre. Kum ve hemen derinleşmeyen denizi aileler için ideal. Dalgalı olduğu zamanlarda bile tam çocukların eğleneceği türden bir sürü kumsalla dolu Thassos.
Bir sonraki durağımız Aliki Beach oldu. Koyun içinde kaldığı için denizi çarşaf gibi dümdüz ve masmavi. Çok kalabalık olmasına rağmen denizinin güzelliğinden dolayı çok sevdim. La Scala’nın ortamı ile buranın denizini bir araya getirince bence muhteşem bir plaj ortaya çıkardı. Aliki beach’de yan yana iki üç tane işletme var. Hepsi birbirinin aynısı. Sahil ve kum pek temiz değil, şezlonglar da çok rahatsız. Ama denize açıldıktan sonra tüm kalabalıklı arkanızda bırakıp maviliğe doyuyorsunuz. Şezlong ücreti kişi başı 5 euro. Plaja inişte denize tepeden bakan bir restaurant var. Bence en keyifli yemek noktası burası. Ev yapımı pilav, köfte, balık veya hamburger gibi seçenekler var.
Giola Lagünü
Aliki’den ayrılıp adanın en meşhur noktalarından biri olan Giola Lagününe (Giola Lagoon) doğru yola çıktık. Bu şekilde en kuzeyden doğu sahilini dolaşarak güneye kadar gelmiş olduk. Giola kayalıkların dalgalarla zaman içerisinde aşınmasıyla oluşmuş doğal bir havuz. Gerçekten çok güzel ve mutlaka görülesi bir yer. Tüm gün kalabalık olduğu için bence sabah erkenden gitmekte fayda var. Biz akşam üzeri altı gibi gittiğimizde hava hala 35 dereceydi. Buranın en sıkıntılı yanı ulaşımı. Aracınızı yola parkedip uzunca bir toprak yolu inmeniz gerekiyor. Ya da yolun yarısına kadar araçla inip kayalıkların başladığı noktaya park edebilirsİniz. Biz 4x4 kullandığımız için bu noktaya kadar geldik ama yere yakın bir araç ise hiç tavsiye etmiyorum. Lastiklerin yarılma ihtimali de var çünkü çok kayalık bir yol.
Biraz daha aşağıda Giola Taverna restaurant var. Sadece restaurant müşterileri park edebiliyor. Manzarası da çok güzel. En zahmetsiz yol bu :) Çok yokuş olduğu için inmekten çok çıkmak yorucu. Bu restaurantta soğuk birşeyler içmeden ya da yanınıza su almadan devam etmeyin derim. Özellikle çocuklu aileler için uzun uzun anlatmak istedim çünkü bence çocuklar için güvenli bir yer değil. Biz kızlarımızı bu defa anneannelerine bırakıp başbaşa geldiğimiz için fırsat bu fırsat bu macera yaşamak istedik. Tüm bunlara değdi mi diye sorarsanız, bence kesinlikle değidi.
Gerisini bu fotoğraf anlatsın.
Giola macerasından sonra güneşin batışını adanın batısındaki Limenaria bölgesinde izlemek için yola koyulduk. Burası aynı zamanda birçok restaurat ve bara ev sahipliği yapan kasaba.
Geceleri Thassos’un en hareketli yerlerinden biri. Otel seçimi yaparken bu bölgeyi de araştırabilirisiniz.
Bu çevredeki en güzel plajlar Metalia, Pefkari, Psili Ammos ve doğal kaya oluşumuyla Tripiti Beach.
Ertesi gün bu defa yeniden şansımızı denemek için erkenden kalkıp Marble Beach yollarına koyulduk. Ne mutlu ki yol açıktı ve biz en çok merak ettiğimiz kumsalı görmeden dönmeyecektik. Sabah 9 gibi gittiğimizde bizden başka 20 kişi vardı. Giriş ücreti olan 12 euroyu ödedikten sonra en ön ve kenardaki şezlonglara kurulup denizin muhteşem rengini izlemeye başladık. Daha kimsecikler yokken manzara o kadar güzeldi ki saatlerce zamanı dondurup orada öylece oturmak istedim.
Buraya adını veren bölgedeki beyaz mermer kayalar. Kumsalın bu kadar beyaz olmasının nedeni de yine sahili kaplayan mermer taşlar. Bir saat kadar sonra içerisi iyice dolmaya başladı. Yemek ve hizmet anlamında çok şey vaad etmeyen bir plaj. O yüzden sürekli bir sirkülasyon oluyor. En ideali bence sabah gelip bir iki saat sonra yemek yenebilecek bir plaja geçmek. Zaten eğer böyle yapmazsanız 41 adet plajın neredeyse hiçbirini görmeden dönmek zorunda kalırsınız.:)
Marble Beach’in hemen ilerisinde Porto Vathy Beach var. Buranın denizi de gerçekten çok güzel ve nispeten daha sakin. Hemen yanındaki mermer ocağı ile masmavi deniz birleşince ortaya ilginç bir görüntü çıkmış.
Bu plajlara giden tüm yollar beyaz mermer tozuyla kaplı o yüzden aracınız dönüşte gri bir toz tabakasıyla kaplanıyor. Yol üzerinde bir araba yıkamacı var. Onun neden burada olduğunu Marble Beach dönüşü anlıyorsunuz ☻︎
Thassos Yeme İçme Notları
Akşam yemeği bir başka tavsiye edeceğim yer yine Limenas’da çarşının içinde bulunan ve yakın zamanda İstanbul Bebek’de bir şubesi açılan Masabouka. Gittiğiniz zaman sizi Türk bir garson karşılıyor. Şişte et, dana sosis, köfte gibi ızgaralar yanında patates kızartması ve özel soslarıyla servis ediliyor. Türk damak tadına çok uygun olduğunu tahmin etmek herhalde zor olmayacak ☻︎
Simi Yunan mezeleri tatmak isterseniz güzel bir diğer alternatif. Hotel Angelica’nın denize bakan sedirlerinde Frappe içmek çok keyifli. Ftafodi restaurantta bir aile işletmesi. Deniz kenarında ışıklandırılmış hoş bir ortamı var. Çarşı içinde dondurulmuş yoğurt satan ve Yunanistan’da çok popüler olan Chillbox’ın Limenas'da bir şubesi var. Adaya özgü birbaşka lezzet de oğlak çevirme. Panagia köyündeki Tavern Grill Elena en iyilerinden. Bu tarafa gitmişken bu şirin köyü de gezin. Adanın kuzey batısındaki Kazaviti köyü fotoğraf meraklıları için tam bir cennet. Bize çok benzeyen köy evlerini ve sokaları görünce şaşıracaksınız.
Kısa Kısa..
- Adanın etrafını gezmek yaklaşık iki saat sürüyor. Sahil şeridini gezerek adanın en önemli plajlarını keşfedin. Yol üzerinde Platania Cafe’de (Stop Cafe) de mola verip yemyeşil orman manzarasını izleyin.
- Limenas’daki arkeoloji müzesi ve hemen yanındaki arkeolojik kalıntıları (Agorayı) gezin.
Adanın batısındaki bir kumsalda güneşi batırın. Tesadüfen kahve içmek için durduğumuz Kapahi Bar’ın gün batımı manzarası çok güzeldi. Üstelik Türkçe şarkılar çalıyor. - Michael Archangelos manastırını(Baş melek Mikail) ziyaret edin. Eğer kolları ve bacakları açık kıyafet giydiyseniz içeriye girmeden size örtüneceğiniz kıyafetleri veriyorlar.
- Potamia, Panagia ve Kazavati köylerini gezin.
- Adanın arıları ve balı çok meşhur. Çokça zeytin ağacı yetişiyor o yüzden zeytinyağı ve zeytin de sık sık karşınıza çıkacak. Doğal sabunlar, çaylar ve baharatlar diğer alabileceğiniz ürünler. Çarşı içindeki aktar marketlerde bulabilirsiniz.
✩ ✩ ✩
Instagram ve Facebook hesaplarımı takip ederek gezilerle ilgili farklı fotoğraf ve videolara ulaşın!