Toskana Gezi Rehberi: İtalya'nın Kalbine Yolculuk
Toskana denilince ilk aklınıza ne geliyor? Servi ağaçlarıyla çevrili patika yollar, yeşil ve sarı renge boyanmış tepelerin üzerine kondurulmuş çiftlikler veya zamana meydan okumuş şatolar mı? Yoksa bölgenin sanat kokan romantik başkenti Floransa, eğik kulesiyle Pisa, surlarıyla Lucca, yelpaze biçimindeki ünlü Piazza del Campo meydanıyla Siena’mı? Tüm bu saydıklarım ve çok daha fazlasıyla Toskana yaklaşık 4 milyon nüfusu ile geçmişi ve geleceği bir arada yaşatan muhteşem bir özerk bölgedir. Rönesansın doğduğu, Leonardo da Vinci, Michelangelo, Galileo gibi ünlü bilim adamları ve sanatçıların yaşadığı bu köyler sayısız sanat eseri ve müzeye de ev sahipliği yapar.
Neden Toskana'ya Gitmeli?
Toskana’ya üç kere gitme fırsatı yakaladık ve her defasında tekrardan gelme hayalleri kurarak ayrıldık. Burayı neden bu kadar çok sevdiğimi ve neden hiç sıkılmadığımı son Floransa seyahatimden dönerken anladım. Bolonya’dan Floransa’ya arabayla giderken daha keyifli olacağını düşündüğümüz için otobandan çıkıp köy yollarına girdik. Bir süre sonra Floransa’ya yaklaştıkça manzara değişmeye, o çok tanıdık gelen pastoral resimlere dönüşmeye başladı. Bir anda geçen yıl gittiğimiz Toskana gezimize ait tüm duyularım canlanıverdi. Toprak ve çiçek kokusu geldi burnuma, yeşilin her tonunun dalgalandığı tepeleri hatırladım. Trüf mantarlı makarnanı tadı sanki damağımdaydı. Güneşli başlayan sabahların yağmur bulutlarıyla grileşen bulutlarla nasıl barışık yaşadığını anımsadım. Sonra farkettim ki, burayı bu kadar özel yapan şey “tüm duyulara” hitap edebilmesiydi. O yüzden Toskana bir destinasyon değil bir “histi.”
Nasıl bir planlama yapmak gerekir?
Birbirine en fazla 2-3 saat uzaklıkta olmalarına rağmen çok sayıda köy ve kasabadan oluştuğu için Toskana iyi bir planlama gerektiren rotalardan biridir. Bu bölgeyi tamamen gezmek istiyorsanız en az 10 gününüzü ayırmanız gerekiyor. Bu süre size uzun geliyorsa Toskana’yı bizim gibi farklı gezilere bölebilirsiniz. “Como’dan Amalfi kıyılarına arabayla İtalya seyahatlerimizi anlattığım yazımda rotalarımızdan bahsettim. Buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. İlk Toskana seyahatimizi Roma’dan ve Milano’ya giderken yapmıştık. Sonrakinde ise Milano’dan Napoli’ye giderken 4 günümüzü orta İtalya’ya ayırarak gerçekleştirdik. En son gezimizde de tekrardan görmek istediğimiz için Floransa’da 2 gün kaldık. Bu geziyi Bolonya seyahatiyle birleştirip etraftaki kasabaları da ziyaret etme fırsatı yakalamış olduk.
Rotalar
Toskana için çok farklı rotalar oluşturulabilir. Bu yazıda en sevdiğim kasabaları paylaşarak kendi rotanızı oluşturmanıza da yardımcı olmaya çalışacağım. Tercih yaparken dikkat edeceğiniz noktaları özetleyecek olursam:
1. Kalacağınız süre
2. En çok görmek istediğiniz yerler
Örneğin eğer Floransa’ya daha önce gitmediyseniz 2 günü burada kalıp daha sonra güneye doğru inerek Toskana kırsalında 2-3 gün kalacak şekilde 5 günlük bir gezi planlayabilirsiniz.
Ya da Roma’ya gitmek istiyorsanız güneyden kuzeye çıkarak aynı rotayı oluşturabilirsiniz.
Ne zaman gitmek gerekir?
Toskana kasabaları için genel olarak Nisan ve Ekim ayları arasındaki dönem keyiflidir. Temmuz ve Ağustos ayları dışında her zaman yağmur riski vardır. Bu aylarda bile yağış ile karşılaşabilirsiniz. Sadece kasabaları ve köyleri gezecekseniz turist kalabalığına ve İtalya’nın kepenk kapattığı siestasına yakalanmayacağınız için yaz ayları tercih edilebilir. Ama Roma veya Floransa için Temmuz ve Ağustos ayları, hem yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü hem de havanın da çok sıcak olma ihtimalinden dolayı kaçınmanız gereken bir dönemdir.
Nasıl Gidilir?
Toskana’ya en yakın havaalanı Pisa ve Bolonya’da. Güneyde ise Roma bir diğer alternatif olabilir. Birçok hava yolunun İstanbul’dan direk uçuşu bulunuyor. Ankara’dan ise Türk Hava Yolları’nın Roma’ya direk seferleri 2018 yılında başladı.
Ulaşım
Toskana kasabalarını gezmek istiyorsanız kesinlikle araba kiralamanızı öneririm. Toplu taşıma ile ancak kasabaların merkezlerine ulaşabilirsiniz. Fotoğraflarda gördüğünüz, servi ağaçlarıyla süslü pastoral manzaraları görmek istiyorsanız toprak yollardan gitmeli, çiftlikleri gezmeli ve yuvarlar tepelerin arasında kaybolmalısınız. Bu nedenle en doğrusu araç kiralama olacak. Biz genelikle Budget ve Avis’i tercih ediyoruz. Mutlaka önceden rezervasyon yapın çünkü havaalanlarından kiraladığınızda çok daha fazla ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Aracınızla ücretli yollardan geçerken “Telepass” yazan gişeleri kullanmayın çünkü kiralık arabalarda bizdeki OGS gibi otomatik ödeme sistemleri yok. Cezaları da epey yüksek. Biz otobanlara toplamda 15-20 gibi bir ücret ödedik.
Ne Yenir?
Orta İtalya mutfağı genellikle doyurucu ve basit basit yemeklerden oluşur. Toskana bölgesi de bu mutfak kültürünü en güçlü şekilde göreceğiniz yerlerden biridir. Zeytinyağı, domates, makarna, şarküteri, peynir ve trüf mantarı ise en çok karşınıza çıkacak lezzetlerin başında geliyor. Taze mantar en çok sonbaharda bulunur fakat kurutulmuş mantar tüm yıl boyunca hemen hemen her restaurantın menüsünde yer alır. Siena’da trüf mantarının her çeşidini bulabilirsiniz. Toskana’nın bir diğer önemli lezzeti de şaraptır. Burayı İtalya şarabının anavatanı olarak da düşünebilirsiniz. En kaliteli kırmızı şaraplar Toskana tepelerinde üretilir. Chianti, Montelcino, Montepulciano kasabalarında üreticileri veya üzüm bağlarını ziyaret edip şarap tadımlarına katılabilirsiniz.
Toskana kasabalarında dikkat etmeniz gereken önemli bir konu öğle yemeği saatini kaçırmamak olmalıdır. 12:00-15:30 arasında açık olan restaurantlar akşam yemeği saatine kadar kapalıdırlar. (genellikle 19.00 gibi yeniden açarlar) Bu saatleri kaçırırsanız yemek yiyebileceğiniz hiçbir yer bulamazsınız. Özellikle belirlediğiniz bir restaurant varsa akşam yemeği için rezervasyon yapın. Restaurantlar genellikle küçük mekanlardan oluştuğu ve az masalı oldukları için yer bulmak zor olabiliyor.
İtalya’daki sıklıkla karşınıza çıkacak 3 tip restaurant olacak.
- Birincisi menüsünde birkaç çeşit yemek olan Osteria’lar. Az olması sizi yanıltmasın. Çok lezzetli geleneksel İtalyan yemeklerini bu küçük restaurantlarda yiyebilirsiniz.
- İkincisi genellikle aile işletmeleri olan Trattoria’lar. Bunların menüsü biraz daha geniş oluyor.
- Üçüncüsü ise daha kapsamlı ve lüks olan Ristorante’ler.
Toskana kasabalarını başka bir yazıda detaylıca anlattım.Okumak için buraya tıklayın.
Gezdiğimiz yerleri anlatan çok sayıda farklı video ve fotoğrafı yazılarla destekleyerek sosyal medya hesaplarımda paylaşıyorum. Oraya da beklerim!