Okula ilk Adım: Hangi Kreşe Gidecek? Hayatımızda Neler Değişecek?
Sonbahar ile birlikte anne babaların da okul telaşları başlıyor. Çocuğu hali hazırda okula giden ebeveyinler için bu bir rutin olsa da okul hayatı ile yeni tanışacaklar için büyük bir heyecan.
Neden çoğu zaman çok kolay geçmez bu süreç? Muhtemelen bilinmeyenin verdiği endişeden. İnsanı en rahatsız eden şeylerin başında belirsizlik gelir. Hiç sevmeyiz bilinmeyeni. Kendimiz güvende hissedemeyiz. Bu nedenle her yeni başlangıç sonraki adımları atıp yavaş yavaş yeni yolu tanıyıncaya kadar bir stres ve telaş yaşatır bize. Sonra bir bakmışız ki zaman geçmiş, yaz gelmiş, yeni bir yılın hazırlıkları yapılıyor.
Nedir bu yeni düzen ve sorumluluklar?
En rahat ve gamsız aile için bile bu yeni düzen eski bir sayfayı kapattığı ve yeni bir sorumluluklar getirdiği için kaygılıdır.
Kendimden biliyorum :) Kreşe başlayan çocuk ile birlikte evde de yepyeni bir düzen başlayacaktır. Belki de ilk başta sadece birkaç saat evden anneden ayrılacak olsa da bu ayrılığın etkisi büyük olur! Öyle ki belki de tüm eğitim hayatı boyunca farklı okullara, farklı diyarlara kanatlanmadan önceki ilk kanat çırpışıdır çocuğun.
İlk defa kreşe başlayacak bir çocuk için anneden ve evden ayrılma kaygısı başlı başına çok önemli bir konu. Hayatın ilk yıllarındaki bu dönem doğru yaşanılamazsa beraberinde çok büyük sorunları da getirebiliyor. “Ayrılık anksiyetesi” yazısını mutlaka okuyun.
Ortalama 3 yaşında yuva ile tanışan bir çocuk aslında yeni yeni sosyal beceriler kazanma dönemine girmiş oluyor. Uzmanlar eğer evde çocuğun bakımını üstlenecek biri varsa bu dönemden önce yuvaya başlatılmasını önermiyor. Hatta ilk çocuk ise evdeki dönem 4 yaşına kadar da uzatılabiliniyor.
Diyelim ki başlatmaya karar verdiniz çocuğunuzu. İlk soru: Hangi kreşe gidecek? Bu tamamen kişiden kişiye değişse de ben tecrübelerime dayanarak en önemli kriterlerimi sıralamak istiyorum.
- Eve yakın olmalı. Çünkü çocuğun yuvaya götürüp getirmek ilk dönemlerde hatta belki de tüm süreç boyunca anne baba tarafından yapıldığı için , ne kadar kısa mesafe ise o kadar rahat geçiyor. Yoldaki uzun süreler hem sizi hem de çocuğunuzu strese sokabilir. Ayrıca gün içerisinde hemen kreşe gitmeniz gereken durumlar olabileceği için yakınlık çok önemli. İş yerinize çok yakın bir kreş de diğer bir iyi alternatif. Sakın çok ünlü çok iyi diye uzaklarda bir yere başlatıp sonradan pişman olacağınız bir strese kendinizi sokmayın.
- En iyi kreş referanslı bir kreştir. Bence orayı en iyi tanımanın yolu daha önce çocuğunu göndermiş bir anne bulup konuşmak. Eksilerini de artılarını bilerek başlarsınız.
- Öğretmenlerin ve müdürün okulda ne kadar süredir çalıştığına bakın. Eğer uzun süre çalışmış personel yoksa o kreşe güvenmeyin. İstikrar huzurlu bir okul ortamı için vazgeçilmezdir.
- Temizlik ve hijyen. Sınıfların, yemekhanenin ve tuvaletlerin temizliğini kontrol edin. Ama bunu saplantılı bir kontrole çevirmeyin. Devlet okulunda okumuş bir çocuk olarak söylüyorum: Evinizdeki hijyeni hiçbir yerde bulamayacaksınız ve bu arayış size huzursuzluktan başka bir şey getirmeyecek. Dış dünya böyle :)
- Bazı yuvalar kendi yemeklerini kendi mutfaklarında pişiriyorlar. Bazıları ise bir Catering firmasıyla anlaşmalı. Okulun yemek politikasını öğrenin. Zaten o yaşlarda çok yemek seçen çocukların soğuk ve yağlı servis edilen yemeği yememesi çok normal.
- Okulun tasarımından, sınıfların güzelliğinden, derslerin çeşitliliğinden çok daha önemlisi sınıf öğretmenidir. 2 kızımda da yaşadığım şey şu oldu. Çocuk güvenebildiği, bağlanabildiği, onu farkeden, duygularını anlayan ve güler yüzlü birini istiyor. Böyle bir öğretmen ile okulun ortamına hiç bakmaksızın çocuğunuzun mutlu olacağından emin olabilirsiniz. Gerisi sadece teferruat..
Çocuğun Kreşe Alışmasına Yardımcı Olacak Birtakım İpuçları
- Minikleri kreş fikrine önceden alıştırmak gerekir. Eğer evde kendinden büyük abla/abi yoksa okul kavramı çocuğa korkutucu gelebilir. Ama “oyun” bildiği bir kavram olduğu için “oyun oynamaya gideceksin” ya da “çocuklar için oyun evi var, senin yaşında arkadaşların olacak, beraber oyunlar oynayacaksınız” gibi cümleyi çocuk rahatlıkla tanımlayabilir.
Örneğin ben büyük kızımda hep oyun oynama ve çok sevdiği için de resim yapma fikri üzerinde durmuştum. “Oyun evinde o kadar çooook güzel resim malzemeleri ve rengarenk parıltılı kağıtlar varmış ki Mina, inanamazsın! Ne kadar şanslısın bir sürü güzel faliyet yapabileceksin” gibi.. Burada önemi olan çocuğun ilgisi olan ve sevdiği şeyler üzerinden konuşmak.
Fakat küçük kızım ablasından dolayı zaten okul fikrine çok alışkındı. Hem özeniyordu hem de onu taklit etmek istiyordu. O yüzden Ela’da farklı bir motivasyon kaynağı kullanmıştık.
- Okula başlamadan mutlaka beraber okuluna gidin. Sınıfları gezin, öğretmeniyle tanışın. 1 saat kadar beraber zaman geçirin. Birçok kreş ve yuva da artık bu alıştırma sürecini uygulamaya başladı.
- İlk hafta her gün 1-2 saat beraber gidin. Çocuğunuz öğretmeni ile beraber okula alışmaya başlarken siz de okulda onu bekleyin. Sizin orada olduğunuzu bilmesi korkmamasını sağlayarak onu keşfetmeye itecek. Daha sonra yavaş yavaş bu süreyi arttırarak 1 haftanın sonunda onu öğretmeniyle bırakmayı deneyebilirsiniz. Bu süre kimi çocuk için 2-3 gün iken kimi çocuk için daha uzun olabiliyor. Endişe etmeden sabırla deneyin.
- Eğer bir süre sonra okula gitmek istememeye başlarsa ya da çok ağlıyorsa bir gün gönderip bir gün evde kalmasını sağlayabilirsiniz. Bu şekilde okulu hergün gitmek zorunda olmadığını düşünecek ve okulu "zorunlu bir rutin" olarak algılamayacaktır. Bir süre sonra düzenli gitmeye başladığını göreceksiniz.
- Uyku saatlerinin ayarlanması da bu yaşlarda çok önemli. Eğer geç yatmaya alışkın bir çocuksa ve sabah erken saatte okula gidecekse mutlaka 1-2 hafta öncesinden uyku düzenini oluşturun. Sabah yorgun olduklarında isteksiz ve huysuz olabiliyorlar :)
- Okul çıkışında eğer imkanınız varsa beraber keyif alabileceğiniz şeyler yapın. Parka gidin, dondurma yiyin, markete uğrayın. Bu da alışmasını kolaylaştıracaktır.
Bu yepyeni dönem nasıl başlarsa başlasın sonunda aileniz ve çocuğunuz için herşeyin güzel olacağına inanın. Sevginin, ilginin ve sabrın ulaşamayacağı mutluluk yoktur.